Konuşmasında esnafın sorunlarını dile getiren Palandöken, yeni ekonomik ve sosyal yapının, meslektaşlarını piyasa dışına ittiğini, dönemini tamamlamış, bazı eski meslek dallarındaki iş ve aş sorunlarının büyüdüğünü söyledi.
Esnaf ve sanatkarların en üst düzeydeki örgütü olarak taleplerinin meslekleriyle ilgili Avrupa standart ve uygulamalarının Türkiye'de de aynen uygulamaya konulması olduğunu belirten Palandöken, ''bunların en önemlisi, perakende ticaret ile büyük mağazaların, kuruluş ve faaliyetlerinin düzenlenmesi hakkındaki tasarının bir an önce yasalaşmasıdır'' dedi.
Ticaret odalarının, işyeri açılışlarında ustalık belgesi aramamasının, uygulamada büyük sorunlara neden olduğunu aktaran Palandöken, diğer bazı taleplerini de şöyle özetledi:
''Küçük çaptaki esnaf sanatkarlarımızın, vergilemede tabi olduğu basit usul uygulaması devam ettirilmelidir, ayrıca, sanayiciye tanınan, enerji ve sigorta prim teşviklerinden, sanatkarlarımızın da yararlandırılmasını bekliyoruz.
58. Hükümet döneminde kredi plasman ve faizlerinde başlatılan ve bugüne kadar sürdürülen iyileştirme çalışmaları, 2001 krizinin olumsuzluklarını telafi edememiştir.
Hükümetimizin, bu konudaki çalışmalarının, esnafımıza daha etkili bir şekilde yansıması için hazine destekli kredi faizlerinin, enflasyon oranının altında belirlenmesi önem arz etmektedir.
Taksici, nakliyeci ve kamyoncu esnafımızın da gözardı edilemeyecek sorunları vardır. Özellikle Taşıma Kanununun getirdiği mali mükellefiyet, tahdit ve faaliyet koşulları, esnafımızın taşıyabileceği boyutları çok aşmıştır.
Nakliyeci esnafımız için iyileştirmeler öngörülmediği takdirde, bu meslek grubu ayakta kalamayacaktır.
Sosyal güvenlik konusunda da, esnafımıza, basamak yükseltme ve prim borçlanma hakkı verilmesiyle, son bir kez sigorta prim affı getirilmesi yönünde beklentilerimiz var.''
Hükümet'in Acil Eylem Planı'nda yer alan, ''makro ekonomiden, mikro ekonomiye'' yöneliş programının, sorunlarının çözümü için önemli bir yaklaşım olduğunu belirten Palandöken, bu konudaki çalışmalara, konfederasyon olarak katkı yapabilmek için TÜBİTAK'ın desteğinde, TÜSSİDE'nin (Türkiye Sanayi Sevk ve İdare Enstitüsü) koordinatörlüğünde, 15-17 Şubat tarihleri arasında bir arama konferansa düzenlediklerini sözlerine ekledi.
-ZAFER ÇAĞLAYAN-
Toplantıda daha sonra konuşan Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan ise konuşmasında, artık eskisi gibi sürü ekonomisi döneminin bittiğini belirterek, dünyadaki modernleşmenin beraberinde getirdiği bütünleşmenin, yani kümelenmenin esnaf tarafından iyi algılanması gerektiğini söyledi.
Çağlayan, konuşmasında, bir esnaf ve esnaf çocuğu olarak, esnafın ekonomiye katkılarını ve 2001 krizinde ciddi şekilde krize uğramalarına rağmen, azmi elden bırakmayarak, devlete destek vermelerinin farkında olduğunu söyledi.
Çağlayan, esnafa verilen kredi desteğinin yanı sıra değişim ve dönüşüm döneminde, KOSGEB desteğinin esnafa da kullandırılması ve bu dönemde esnafın çalışma biçiminin gözden geçirilmesi gerektiğini ifade etti.
''Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak'' diyen Çağlayan, bundan önceki alışkanlıkların değişmesi gerektiğine işaret etti.
Globalleşen dünyada, Türkiye'deki ekonomik birimlerin, ekonominin aktörlerinin, esnafın, sanatkarın dünyadaki gelişmelere kayıtsız kalamayacağını ifade eden Çağlayan, Hükümet programında da en çok değinilen kesimin esnaf olduğunu söyledi.
Esnafın, dünyadaki modernleşmenin beraberinde getirdiği bütünleşmeyi, yani kümelenmeyi iyi algılaması gerektiğini vurgulayan Çağlayan, programlarında, bu konudaki danışmanlık hizmetlerinin ve konuyla ilgili desteklerin verileceğini ifade ettiklerini anlattı. Bu konuda bir örnek veren Çağlayan, seçim döneminde Nallıhan'a gittiğini ve 3 oto elektrik dükkanını yan yana gördüğünü belirtti.
Buradaki esnafın, işlerinin iyi olmadığını söylediklerini aktaran Çağlayan, vatandaşların, artık iyileşen ekonomi dolayısıyla sıfır kilometre otomobil aldıklarını ve bu otomobillerin de 5 yıldan başlayan garantilerle satıldığını anlattı. Bu ortamda, elektrikçinin, motorcunun, şanzımancının, yani oto sistemiyle ilgili birimlerin bir araya gelmesi ve bütünleşmesi gerektiğini dile getiren Çağlayan, ''bu konuda danışmanlık hizmetini kendilerine veriyoruz. Artık eskisi gibi sürü ekonomisi dönemi bitmiştir. Krediler, destekler konusunda esnafa yapılan uygulama, özel bir uygulamadır'' diye konuştu.
Açılan ve kapanan bakkallar konusuna da değinen Çağlayan, Sanayi ve Ticaret Bakanlığında, 1 milyon 863 bin esnafın, e-sicil belgesi bulunduğunu ve hareketliliğin izlendiğini kaydetti.
Çağlayan, bu verilere göre, 77 bakkal kapanırken, 100 yeni bakkal açıldığını, iş hacminin sürekli geliştiğini söyledi.
-''GEÇEN YIL PİYASADAN 40 MİLYAR DOLAR ÇEKİLDİ''-
Çağlayan bu arada, geçen yıl Türkiye'nin, Cumhurbaşkanlığı seçimine kilitlendiği dönemde piyasada, Türkiye'nin, esnaf kesiminin kalkınmasını istemeyen felaket tellallarının ortaya attığı bir sorun yaşandığını söyledi.
Söz konusu dönemde, bir kesimin, ''Türkiye'de seçimlerin olmayacağı, seçim olsa bile Ak Parti'nin iktidar olamayacağını, Ak Parti iktidar olsa bile Silahlı Kuvvetlerin darbe yapacağı'' söylentisini ortaya çıkardığını kaydeden Çağlayan, insanların bunun üzerine, ellerindeki Türk parasını dolara çevirdiğini ve piyasadan 40 milyar dolar para çekildiğini anlattı.
Bu paranın, damardan çekilen kan gibi olduğunu dile getiren Çağlayan, insanların, bir dönem alışveriş yapmadığını, bu ortamın da esnaf kesimini çok olumsuz etkilediğini söyledi.
Çağlayan, ''geçen sene, felaket tellallarının çıkardığı sorunun en büyük bedelini esnaf ödedi'' dedi.
Bakan Çağlayan, önümüzdeki dönemde önemli çalışmalar yapacaklarını sözlerine ekledi.
-BAŞBAKAN ERDOĞAN-
Toplantıda son olarak konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Mutlaka ama mutlaka kendimizi yenilememiz, hem ulusal ölçekte hem de küresel ölçekte bu rekabette güçlü bir şekilde ayakta kalmamız gerekir'' dedi.
Başbakan Erdoğan, Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu (TESK) Genişletilmiş Yönetim Kurulu toplantısında yaptığı konuşmada, rekabetin çok yoğunlaştığı ve küresel hale geldiği bir dönemde yaşanıldığını söyledi.
Üretimde de kıyasıya bir rekabetin söz konusu olduğunu belirten Erdoğan, hizmet sunumu, satış ve pazarlamada da kıyasıya bir rekabet bulunduğunu ifade etti. Bunun sadece Türkiye'nin sorunu olmadığını kaydeden Erdoğan, dünyanın aldığı mesafenin rüzgar olarak Türkiye'ye yansıdığını dile getirdi.
''Bizim eski alışkanlıklarımızla, geleneklerimizle bu rekabetle başa çıkabilmemiz mümkün değil'' diyen Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
''Mutlaka ama mutlaka kendimizi yenilememiz, hem ulusal ölçekte hem de küresel ölçekte bu rekabette güçlü bir şekilde ayakta kalmamız gerekir.
Şimdi mahalle bakkalımız, fırıncımız, ayakkabı tamircimiz, taksicimizle bu rekabet ortamının farkına varmak ve buna göre düzenlemelerimizi yapmamız gerekmektedir. Bunları tabii ki görmezden gelemeyiz. Bakın, çok küçük düzenlemeler bile bir adım öne çıkmamız için yeterli olabilir.
Bir bakkala gidiyorsunuz, temizlik yok, hijyen yok. Camlar kir, pas içinde. Ürünlerde etiket yok. Kredi kartı cihazı yok. Bir diğerine gidiyorsunuz küçük düzenlemeler yapılmış, içerisi aydınlatılmış, ürünler tasnif edilmiş, güler yüzlü, sabırlı, hoşgörülü bir hizmet sunuluyor. Uzak da olsa müşteri o bakkalı tercih ediyor. Sürekli oradan hizmet almaya çalışıyor.
Aynı şekilde taksicilerimize bakıyoruz... Son dönemde taksici kardeşlerim ciddi dönüşümlerle hizmetlerini geliştiriyorlar. Duyarlı taksici esnafımız temizlik konusunda, müşteri memnuniyeti konusunda, trafik kurallarına uyma konusunda azami hassasiyet içerisinde oluyorlar. Şehrin öbür ucunda da olsa telefonla çağrılıyor ve o tip taksici esnafım tercih ediliyor. Çünkü güven veriyor, müşterisine inanç telkin ediyor. O vatandaşımız da onu çağırıyor.
Bunlar çok küçük ayrıntılar aslında. Ancak rekabet ortamında bir adım öne geçmenin de asgari şartlarıdır. Ben inanıyorum ki esnafımız, bakkalımız, manavımız, tamircimiz, kasabımız, fırıncımız, taksicimiz bu tür rekabeti arttırıcı önlemleri alabilirse hipermarketlere, süpermarketlere de avantajlı konuma kendisini getirebilecektir.
Bizler, Hükümet olarak üzerimize düşenleri yerine getirme konusunda kesin kararlıyız. Esnafımızın sorunlarını, sıkıntılarını biliyoruz. Bunları çözmek noktasında da önemli mesafe kat ettik. Bundan sonra da çalışmalarımızı aynı yoğunlukta sürdüreceğiz.''
Her insanı tek tek memnun etmenin mümkün olmadığını vurgulayan Başbakan Erdoğan, asgari müşterekleri bulabilmenin önemli olduğunu söyledi. Erdoğan, sıkıntıların ne kadar asgari noktaya indirilirse Türkiye'nin de o denli huzurlu olacağını ifade etti.