BRÜKSEL - TESK Başkanı Bendevi Palandöken, Türkiye`nin AB üyeliğinin Türkiye için de, AB için de kazanç olacağını vurgulayarak, "AB süreci bizler için daima teşvik edici olmuştur. Bu teşvikin devam etmesi büyük önem taşımaktadır. Süreç boyunca elde edilecek kazanımların yanında sürecin üyelikle sonuçlandırılması da bizler için önemli bir hedeftir" dedi.
TESK Başkanı Palandöken, Brüksel`de gerçekleştirilen Türkiye-AB KİK toplantasında bir konuşma yaptı. Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu`na bağlı 13 mesleki federasyon, 82 birlik, 3110 oda ve yaklaşık 2 milyon Türk esnaf ve sanatkarının içten selamlarını getirmekten büyük mutluluk duyduğunu ifade eden Palandöken, EŞ-Başkan Cveto Stantic`e ve tüm üyelere başarılı bir dönem dileğinde bulundu. Palandöken, "Çalışmalarımızın Türkiye`nin Avrupa Birliği katılım sürecine destek vermesini diliyorum. Görev süremizin sonunda, Türkiye`yi AB`ye her açından daha fazla yaklaşmış olarak görmek istiyorum" dedi.
Başkanı olduğu Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu`nun, Türkiye çapında yaygın örgütlenmesiyle ve 2 milyon üyesiyle en büyük sivil toplum kuruluşu olma özelliğini taşıdığını belirten Palandöken, TESK`in, Türkiye`nin Avrupa Birliği üyeliğini desteklediğini ifade etti. Uluslar arası ilişkilere büyük önem veren Konfederasyonun, AB`nin sosyal diyalog kapsamında danışma mekanizması içerisinde yer alan UEAPME`ye ortak üye olduğunu kaydeden Palandöken, ZDH (Alman Esnaf ve Sanatkrlar Merkez Birliği), APCM (Fransız Sanatkrlar Daimi Meclisi), Confartigianato (İtalyan Sanatkarlar Konfederasyonu), ZRP (Polonya Sanatkar ve Küçük İşletmeler Birliği) ile işbirliklerinin mevcut olduğunu dile getirdi. Palandöken şunları kaydetti: "Öte yandan asıl amacı bütün Akdeniz havzasındaki benzer kuruluşlar arasında sağlanacak diyalog vasıtası ile işbirliğinin geliştirilmesi ve verimliliğin arttırılması olan, merkezi İtalya`nın Bari kentinde bulunan Avrupa-Akdeniz Topluluğu Birliği Euro-Med`in de Başkanvekilliği görevini yürütmekteyim. Ülkemizin ve ülkemiz özel sektörünün küreselleşme sürecine ‘yüksek katma değerli` entegrasyonunu hedefleyen bir iş dünyası kuruluşu olan Dış Ekonomik İlişkiler Kurulunun da Yönetim Kurulu üyeliğini yapıyorum. Vatandaşlarımıza doğumundan ölümüne kadar, hatta ölümünden sonra da hak sahiplerine sağlık, sigorta ve sosyal yardım alanlarında, `Kaliteli, adil, kolay erişilebilir, insan odaklı hizmet veren, mali açıdan sürdürülebilir bir sosyal güvenlik sistemini yürütmek ve geliştirmek misyonu doğrultusunda hizmet sunan Sosyal Güvenlik Kurumu`nda başta esnaf ve sanatkarlarımız olmak üzere, tacir ve sanayicilerimiz, avukatlarımız, tabiplerimiz, eczacılarımız, mühendislerimiz, mali müşavirlerimiz gibi ,tarım alanı dışında kendi nam ve hesabına çalışan tüm sigortalıların temsilcisi olarak Yönetim Kurulu üyeliği görevini üstlenmiş bulunuyorum. Öte yandan yine ülkemizde meslek standartlarının tanımlanmasında ve ulusal yeterliliklerin oluşturulmasında kurumsal otorite olan , Mesleki Yeterlilik Kurumu`nun da Yönetim Kurulu üyesiyim. Şimdi bu görevlerime yine önemine çok inandığım Eş-Başkanlık görevi de eklenmiş bulunuyor."
Türkiye`nin AB üyeliğinin herkes için kazançlı olacağına inandıklarını belirten Palandöken, bu sonucun başarılmasının, Türkiye`ye de AB`ye de kazanç sağlayacağını vurguladı. Kurulduğu günden bu yana çalışmalarına bizzat katıldığı, Türkiye-AB Karma İstişare Komitesi`nin çalışmalarını yakından takip ettiğini ve incelediğini belirten Palandöken, bugüne kadar, Komitenin her iki kanadı olarak işbirliği içerisinde son derece kapsamlı çalışmalar yaptıklarını ifade etti. Palandöken şöyle konuştu: "Uzmanlarca, entegrasyonun ana unsurlarının ele alındığı raporlar hazırlandı. Oturumlar düzenlendi. Bugüne kadarki başarıların, bize gelecek için büyük sorumluluk yüklediğini biliyorum. Görev süremde, bu sorumluluğu yerine getirmek için, tüm Komite üyelerinin de gayreti ile tam konsantrasyon içinde çalışacağım. Burada, eş-başkan Sayın Stantic ile kuracağımız yakın işbirliği ve dostane çalışma ortamı bizi başarıya taşıyacaktır. Bu vesileyle, bir önceki eş-başkanlar Sayın Kumlu ve Sayın Metzler`e şükranlarımı sunarım. Aynı şekilde, eş-başkanlık yapmış tüm arkadaşlarımıza ve çalışmalara katkı sağlamış tüm üyelere teşekkürü bir borç biliyorum. Ancak bir sitemimi burada özellikle belirtmek istiyorum. Türkiye-AB ilişkilerinin duraksadığı, katılım müzakerelerindeki tıkanıklığın aşılması için `pozitif gündem` etrafında adımlar atılmaya çalışıldığı bir dönemde, Türkiye-AB Karma İstişare Komitesi`nin üye sayısının azaltılması kararı bizi üzmüştür. Bu kararın, düzeltileceğini ümit ediyorum."
Türkiye-AB ilişkilerini yeniden hızlandırma fırsatını geçen ay tekrar canlı tutabildikleri için buruk da olsa bir sevinç yaşadığını kaydeden Palandöken, 3 yıl aradan sonra, Bölgesel Politika ve Yapısal Araçlarla ilgili faslın açılmasıyla ilgili `karmaşık` kararın, sürecin geleceğini açık tuttuğunu ifade etti. Palandöken, gelecekte, katılım sürecinin tekrar hareketlenmesini umduğunu kaydetti. Türkiye`nin demokratikleşmesi ve Kopenhag kriterlerini yakalaması sürecinde, AB katılım sürecinin son derece belirleyici ve teşvik edici olduğunu vurgulayan Palandöken şunları söyledi: "Demokrasimizi daha da ileri taşımak, ekonomik dönüşüm sürecimizi tamamlayacak adımlar atabilmek için AB katılım sürecinin önemini hepimizin çok dikkatli bir biçimde anlaması ve yorumlaması gerekiyor. AB süreci bizler için daima teşvik edici olmuştur. Bu teşvikin devam etmesi büyük önem taşımaktadır. Süreç boyunca elde edilecek kazanımların yanında sürecin üyelikle sonuçlandırılması da bizler için önemli bir hedeftir. Katılım sürecinin yanı sıra, Türkiye ile AB arasında bir ortaklık ilişkisi de kurulmuştur. Bu ilişkinin en önemli ürünü bildiğiniz üzere Gümrük Birliği`dir. Gümrük Birliğinin sağlıklı işleyişi Türkiye-AB ekonomik bütünleşmesine önemli katkı sağlamıştır. Her iki taraf da zaman içinde bu ilişkiden kazanımlar elde etmiştir. Ancak, hepimizin bildiği gibi, Gümrük Birliği`nin işleyişinde önemli sorunlarımız vardır. İlerideki oturumlarımızda bu sorunları detaylı olarak ele almak, çözüm önerileri üzerinde çalışmak ve sorunların çözümüne katkı sağlamak istiyoruz. Taşıma kotaları, geçiş belgeleri ve serbest ticaret anlaşmalarının müzakere edilme şekli mutlaka gündemimizde yer almalıdır. Vize konusu zaten ilişkilerde anlaşılması en zor olan unsurlardan biridir. Bu konuda da birlikte çalışmayı umuyorum. Ayrıca ABD ile AB arasındaki Atlantik Ötesi Ticaret ve Yatırım Ortaklığı Anlaşması Müzakereleri ve Türkiye ile ilişkiler AB`de ve Türkiye`de Aktif İstihdam Politikaları Kapsamında İstihdam Teşvikleri, Serbest Dolaşım Hakkı Bağlamında Sosyal Güvenlik Hakları, AB`de ve Türkiye`de Esneklik ve İstihdam, AB`de İş ve Aile Yaşamının Uyumlaştırılması ve Türkiye İçin Öneriler, Yurtdışında Faaliyet Gösteren Türk Müteahhitlerinin Türk İşçilerini İstihdam Etmelerindeki Sorunlar, Vergi Mevzuatının Uyumlaştırılması, Özel İstihdam Büroları Aracılığıyla Geçici İş İlişkisi- AB Ülkelerindeki Uygulamalar ve Türkiye İçin Öneriler gibi başlıkları da gündemimize almamızın önem taşıdığını düşünüyoruz."