BRÜKSEL- Brüksel`de gerçekleştirilen 32. Türkiye-AB Karma İstişare Komitesi Toplantısında konuşan TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, hükümetin reformlarda kararlı olduğunu belirterek, `AB süreci bizler için devamlı teşvik edici olmuştur. Gümrük Birliği nedeniyle yaşanan sorunlar ele alınarak çözümlenmeli. En önemlisi küçük ve orta boy işletmeler mutlaka korunmalıdır. Diğer bir önemli konu ise vize konusu halen bir kanayan yara olarak devam etmektedir` dedi.
-`TÜRKİYE`NİN AB`YE ÜYELİĞİ HEPİMİZİN OLUMLU OLACAKTIR`
Bugüne kadar yapılan çalışmaların ve edinilen başarıların kendilerine gelecek için sorumluluk yüklediğinin bilincinde olduklarını anlatan Palandöken, `Çalışmalarımızın yeni dönemde de, Türkiye`nin Avrupa Birliği katılım sürecine destek vermesini diliyorum. Görev süremizin sonunda Türkiye`yi AB`ye her açıdan daha fazla yaklaşmış olarak görmek istiyorum. Başkanı olduğum TESK, Türkiye çapında yaygın örgütlenmesiyle ve yaklaşık 2 milyon üyesiyle ülkemizde en büyük sivil toplum kuruluşu olma özelliğini de taşımaktadır. Şahsım ve Başkanı olduğum camia, Türkiye`nin AB üyeliğini desteklemektedir. Türkiye`nin AB üyeliğinin hepimiz için olumlu sonuçlar doğuracağına inanıyoruz` diye konuştu.
-`AB SÜRECİ HEPİMİZ İÇİN TEŞVİK EDİCİ OLMUŞTUR`
Türkiye-AB Karma İstişare Komite üye sayısının azaltılmasının kendilerini üzdüğünü ifade eden Bendevi Palandöken, `Üye sayısının tekrar eski haline dönmesi, ilişkilerimize daha fazla katkı sağlayacaktır. 5 Kasım Salı günü Bölgesel Politika ve Yapısal Araçlarla ilgili faslın müzakerelere açılması olumlu bir adım olmuştur. Türkiye`nin AB`ye katılım sürecinin ilerletilmesi gereğine inananları cesaretlendirmiştir. Bilindiği üzere; Türkiye`nin demokratikleşmesi ve Kopenhag kriterlerini sağlamasında, AB katılım süreci son derece belirleyici ve teşvik edici olmuştur. Demokrasimizi daha ileri taşımak, ekonomik dönüşüm sürecimizi tamamlayacak adımlar atabilmek için AB katılım sürecinin önemini hepimizin çok dikkatli bir biçimde anlaması ve yorumlaması gerekiyor. AB süreci bizler için daima teşvik edici olmuştur. Bu teşvikin devam etmesi büyük önem taşımaktadır. Süreç boyunca elde edilecek kazanımların yanında, sürecin üyelikle sonuçlandırılması da, bizler için çok önemli ve nihai bir hedeftir. Bu bağlamda, AB Komisyonunun 2013 yılına ilişkin İlerleme Raporu da Türkiye`de hükümetin reform kararlılığını tescil etmektedir` şeklinde konuştu.
-`DEMOKRATİKLEŞME PAKETİ KISA SÜREDE HAYATA GEÇMEZ`
Türkiye`nin demokratikleşmesi sürecinde önemine işaret eden Palandöken, `İlerleme raporunda da yer aldığı üzere, demokratik taleplerin hayata geçirilmesi noktasında, yöneticilerin uzlaşmacı ve uzlaştırıcı rol üstlenmeleri sürece önemli ve övgüye değer katkı sağlamıştır. Hükümetimiz de 30 Eylül 2013 tarihinde Yeni Demokratikleşme Paketini kamuoyuna açıklamıştır. Hiç şüphe yoktur ki, demokratikleşme ve AB`ye uyum çalışmaları kısa sürede sonuçlanacak nitelik ve özellikte değildir. Kararlı, planlı ve emin adımlarla sabırla ilerlenecek bir yoldur. Bu nedenle, karşılıklı iyi niyet ve kararlılık ile atılacak her adım, AB ve Türkiye`yi her geçen gün birbirine daha da yakınlaştıracaktır. İlerleme raporunda hükümetin reform paketlerine yapılan olumlu atıflar bunu teyit etmektedir. Bu nedenle, İlerleme Raporunu `Türkiye`nin Reform Kararlılığının Tescil Belgesi` olarak nitelendirmek yanlış olmayacaktır. Ülkemiz bu yolda kararlılıkla ilerlemektedir` dedi.
-`TÜRKİYE`YE GİREN YABANCI SERMAYENİN YÜZDE 71,3`Ü AB KAYNAKLI`
Katılım sürecinin yanı sıra, Türkiye ile AB arasında ortaklık ilişkisi kurulduğunu ve bu ilişkinin en önemli ürününün Gümrük Birliği olduğunu kaydeden TESK Genel Başkanı, `Gümrük Birliğinin sağlıklı işleyişi, Türkiye-AB ekonomik bütünleşmesine önemli katkı sağlamıştır. Her iki taraf da zaman içinde bu ilişkiden kazanımlar elde etmiştir. Ancak, hepimizin bildiği gibi, Gümrük Birliği`nin işleyişinde önemli sorunlarımız mevcuttur. Bu toplantıda, bu sorunları ve çözüm önerilerini de değerlendirmeliyiz. İlerleme Raporunda da belirtildiği üzere; AB ile Türkiye`nin ticari ve ekonomik bütünleşmesi ileri düzeydedir. 2012 yılında Türkiye`ye giren doğrudan yabancı sermayenin yüzde 71,3`ü AB kaynaklıdır. Yine raporda değerlendirildiği üzere; Türkiye-AB Gümrük Birliği nedeniyle, bu alanda mevzuat uyum düzeyi yüksek seviyededir. Ancak hiç kuşkusuz ülkemizin gümrük birliği alanında yaşadığı en temel sorun, AB`nin üçüncü ülkeler ile imzaladığı serbest ticaret anlaşmalarından kaynaklanmaktadır. Bu anlaşmalar sebebiyle, 3. Ülkeler yönünden Türkiye aleyhine rekabet sorunları oluştuğu göz ardı edilmemelidir` diye konuştu.
-`KÜÇÜK İŞLETMELER MUTLAKA KORUNMALIDIR`
Taşıma kotaları, geçiş belgeleri ve serbest ticaret anlaşmalarının müzakere edilme şekli gibi hususları da dile getiren ve yaşanan sorunlara çözüm sağlanmasını isteyen Palandöken, ` Trans-Atlantik Ticaret ve Yatırım Anlaşması müzakereleri de Türkiye ekonomisinin geleceği için hayati önemdedir. Türkiye